LED ışık dalgaları kullanarak kablosuz olarak veri aktarılmasını sağlayan bir bağlantı türüdür. Li-Fi (Light Fidelity), iletim için LED'leri kullanarak sinyalleri gönderir ve bir foto diyot ile doğrudan algılama prensibi ile gelen veri yakalanır. Güvenlik açısından iyi olmasına rağmen kapsama alanı kısıtlıdır. Bu yüzden daha çok RF ağına tamamlayıcı olarak kullanılabilir bir alternatif niteliğindedir.
Li-Fi nereden çıktı?
İlk olarak Time Magazine’in 2011'in En İyi 50 Buluşu listesinde yer alan Li-Fi Teknolojisi Prof.Dr. Harald Haas tarafından icat edilmiştir. Ancak 1880’de Alexander Graham Bell tarafından icat edilen Photophone bu teknolojiye yol açan öncü buluşlardandır. Fotofon, sesin bir ışık huzmesi üzerinden iletilmesine izin veren bir cihazdır.
Neden Li-Fi'ye ihtiyaç var?
Mevcut kablosuz bağlantı yöntemlerinin hız ve kapasite bakımından yetersiz kalmaya başlaması başka bir iletişim yöntemine olan gereksinimi ortaya çıkartmıştır.
Mevcut aydınlatma teknolojilerinin haberleşme teknolojileri ile birleştirilmesi sonucunda karbon ayak izini azaltmaktadır. Bu sayede diğer kablosuz bağlantılara göre daha çevre dostudur.
Li-Fi Kullanmanın avantajları nelerdir?
Işık opak nesneler boyunca yayılamadığı için optik kablosuz sinyallerin bir odada tutulması çok daha kolay olması avantajlarındandır. Kullanılabilir bant genişliği yaklaşık 670 THz'dir. Bu RF spektrumundan 10.000 kat daha büyük olduğu anlamına gelmektedir. Veri iletimini ışık kaynağı ile sağlaması haberleşme sağlarken bir yandan da ortamın aydınlatılmasını sağlamaktadır. Işığın yayılım hızı ve sağladığı menzili sayesinde daha etkin bir iletişim sağlamaktadır.
Li-Fi Teknolojisinin dezavantajları nelerdir?
Sürekli ağ bağlantısı için görülebilir ışık kaynaklarının hep aktif ve erişilebilir olması gerekir. Bu yüzden ışık kaynağının kullanılmadığı durumlar için başka bir bağlantıya ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca güneş ışığının sinyali bozması gibi durumlar da mümkündür. Henüz laboratuvarlarda geliştirilme aşamasında olan yeni bir teknolojidir.
